Böbrek yetmezliği, birçok insanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve hayati riskler taşıyan ciddi bir sağlık sorunudur. Böbrek nakli, bu hastaların sağlıklı bir yaşama kavuşmaları için en etkili tedavi yöntemlerinden biridir.
Böbrek nakilleri, beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden (kadavradan) veya tamamen sağlıklı bireylerden (canlıdan) yapılabilir. Amacımız, böbrek nakliyle alıcıların sağlığını ve yaşam kalitesini artırmaktır. Ancak canlıdan yapılan nakillerde, tamamen sağlıklı olan donörlerin (vericilerin) sağlığını ve yaşam kalitesini korumak, büyük bir hassasiyet ve özen gerektirir.
Donör Nefrektomi Nedir?
Donör nefrektomi, böbrek bağışında bulunan sağlıklı bireylerden böbreğin cerrahi yöntemlerle çıkarılması işlemidir. Bu ameliyat, böbrek nakli bekleyen hastalara umut olurken, donörlerin güvenliğini ve konforunu en üst düzeyde tutmayı hedefler.
İlk donör nefrektomi ameliyatı, 1954 yılında Dr. Hartwell Harrison tarafından gerçekleştirilmiştir. Teknolojinin ve cerrahi tekniklerin gelişmesiyle birlikte, bu ameliyatlar daha az invaziv yani daha küçük kesiler ile yapılabilir hale gelmiştir. 1990'lı yıllarda laparoskopik cerrahi yöntemlerinin tıp dünyasına girmesiyle, donör nefrektomileri de minimal invaziv tekniklerle yapılmaya başlanmış ve günümüzde çoğu merkezde uygulanabilir bir Teknik haline gelmiştir.
Laparoskopik cerrahi, küçük kesiler aracılığıyla vücuda girilerek gerçekleştirilen bir ameliyat yöntemidir. Bu teknik sayesinde bireylerin ameliyat sonrası iyileşme süreci hızlanır, ağrı ve enfeksiyon riski azalır, hastanede kalış süresi kısalır ve günlük yaşantılarına daha çabuk dönebilirler.
Retroperitoneoskopik Yaklaşım: Yenilikçi ve Nadir Bir Yöntem
Biz ise burada, dünyada çok nadir uygulanan retroperitoneoskopik bir yaklaşım gerçekleştirdik. Bu yöntemde, karın içi organları saran periton zarının arkasından, yani karın boşluğuna girmeden ameliyat yapıyoruz. Böylece batın içi organlara dokunmadan, doğrudan böbreğe ulaşabiliyoruz. Bu yaklaşım, minimal invaziv cerrahinin bireyler için sağladığı tüm avantajlara ek olarak, karın içi organların etkilenme riskini de ortadan kaldırıyor.
Retroperitoneoskopik donör nefrektomi, bireylerin daha az ağrı hissetmelerini, daha hızlı ayağa kalkmalarını ve normal yaşantılarına daha kısa sürede dönmelerini sağlıyor. Ancak bu prosedür, periton zarının arkasından yapılan ameliyatlar konusunda deneyimli merkezlerde ve uzman cerrahlar tarafından uygulanması gereken bir yöntemdir.
Uluslararası Böbrek Nakli Kursu'nda Önemli Bir Başarı
Bu yenilikçi cerrahi yaklaşımı, 23-26 Ekim tarihleri arasında İstanbul'da “International Transplant Network” tarafından düzenlenen "6. Böbrek Nakli Kursu" kapsamında canlı olarak gerçekleştirdik. Toplantı, Dr. Emin Barış Akın'ın başkanlığında, uluslararası düzeyde birçok katılımcının ve uzman ismin katılımıyla gerçekleşti. Aralarında, 1995 yılında ilk laparoskopik donör nefrektomiyi gerçekleştiren Amerikalı cerrah Dr. Lloyd Ratner'ın da bulunduğu bu önemli etkinlikte, Türkiye'deki çeşitli kliniklerden de canlı cerrahi yayınları yapıldı.
Toplantı, böbrek nakli alanında güncel bilgilerin paylaşılması, deneyimlerin aktarılması ve yeni tekniklerin tanıtılması açısından büyük önem taşıdı. Canlı yayınlanan retroperitoneoskopik donör nefrektomi ameliyatımız, hem ulusal hem de uluslararası katılımcılardan büyük ilgi gördü ve takdir topladı.
Geleceğe Yönelik Adımlar
Bu tür yenilikçi uygulamalarla, hem alıcıların hem de donörlerin sağlığını ve yaşam kalitesini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz. Ameliyatta emeği geçen tüm sağlık profesyonellerine teşekkür ediyor, ülkemizin sağlık alanındaki yetkinliğini ve uluslararası prestijini artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Gelecekte de benzer inovatif yaklaşımlarla bireylere en iyi hizmeti sunmayı sürdüreceğiz. Bu önemli başarı, Türkiye'nin tıp alanındaki ilerlemesinin bir göstergesi olarak kabul edilirken, hasta ve donörlerin yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarımızın devam edeceğini belirtmek isteriz.